Yüzlerce çeşidi bulunan fobilerden biri olan "fare hobisi" tam da benim muzdarip olduğum bir fobi çeşidi. Fareden ödüm kopar, adı geçtiği zaman bile elim ayağım şekil değiştirir, söz konusu olan fare fobisi değil de sara nöbeti geçiriyorum zannedersiniz. Öyle filmlerde falan bile görmeye tahammül edemem ve hemen gözlerimi kapatırım. Sadece gözlerimi kapatsam iyi, eşlik eden büyük bir sıkıntıyla cebelleşip dururum. Ev ahalisi de bu fobimden nemalanır, filmi bırakıp kahkaha atarak beni izlerler. Öyle keyifle izlerler ki adeta ellerinde patlamış mısırları eksiktir.:) Ailemin mental sağlık durumunu iyice bir irdelemem mi lazım ne?
Bu hobiyi yaşamama sebep olacak herhangi bir olay yaşamadım, geçmişimde böyle bir anım da yok. Peki nereden geliyor bu fare fobisi? Fare fobisi ile ilgili araştırma yapan uzmanlar bu korkuyu kolektif bilinaçtına bağlıyorlar. Orta çağ Avrupasında veba mikrobu taşıyan fareler kitlesel ölümlere sebep olmuşlardı. Yani insanlık tarihinin deneyimlerini kapsayan kolektif bilinçaltımız beni de esir almış durumda. Beni etkileyen kolektif bilinçaltı her nasıl bir kodlamaysa taa Ortaçağın farelerine gidene kadar hiç mi onca ara durakta durmamış? Nice olaylar, nice dönüm noktalarını es geçip Ortaçağ farelerinden etkilenen bilinçaltımı esefle kınıyorum.:)
Neyse, konunun kaynağından biraz uzaklaşıp evdeki fareye gelmek istiyorum. O aslında bir hamster. Daha doğrusu evinde fare besleyenler bu fare tanımına şiddetle karşı çıkıyorlar. O bir fare çeşidi değil, kendi başına bir kemirgen türüymüş. Ama gelin de bana anlatın, beni ikna edin:)
Yeğenimin hamsterı bu. Tatile gittiği için hamsterını güvenip bırakabileceği kimseyi bulamadığından bana bırakmaya karar verdi.
Hamsterın eve gelişine en çok Patik sevinmiş olacak ki yanından ayrılmıyor. Sürekli koklayıp duruyor onu ve asla zarar vermiyor. Bir Patik kadar olamadım.:)
No comments:
Post a Comment